İlkokul
Bir insanın yaşamında ilkokul, eğitim öğretim hayatının ilk basamağıdır. İlkokul, toplumda bir birey olarak yer almaya hazırlanacak çocuğun bilgi, beceri, tutum ve davranışlarının geliştiği şekillendiği dönemdir.
6-10 yaş arası çocuklar merak, coşku, yetenek doludur. Öğrenme yeteneğinin dorukta olduğu altın değerinde yıllardır bunlar. Her çocuğun var olan yetenekleri ve ilgili alanları da bu dönemde belirginleşmeye başlar. Bizler öğrenme yolculuğunda her çocuğun farklı olduğunu biliyor ve bundan dolayı vereceğimiz eğitimin merkezine öğrencimizi alarak işe başlıyoruz.
Çocukların içindeki yeteneğin tek damlasını boşa harcamamaya, merak etmeyi, sorgulamayı, körü körüne inanmamayı alışkanlık haline getirerek, bilgiye ulaşmanın, keşfetmenin keyfini yaşatmak üzerine eğitim planlarımızı yapıyoruz.
Elit Gençler Kolejinde araştırma temelli en yeni eğitim uygulamalarını kullanarak (Ubd, Stem, Bilişim, Algoritma, Akıl oyunları, v.d.) yaşam boyu öğrenmenin önemine inanmış, motivasyonu yüksek bireyler yetiştirmeyi hedefliyoruz.
Understanding by Design, (Tasarım Yolu ile Öğrenme) merkezine öğrencilerde derin ve kalıcı anlamayı alan, yenilikçi ve kapsamlı bir eğitim modelidir. Bu program öğretim ve ölçme-değerlendirme tasarımı hakkında bir düşünme biçimini temsil eder.
Okulumuz akademik programımızın temelini planlama ve programlama yaklaşımı olan UBD (Tasarım Yolu ile Öğrenme) oluşturmaktadır. Bu aşamada İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Sertel ALTUN ve Doç. Dr. Banu YÜCEL TOY hocalarımızdan alınan öğretmen eğitimleri ile okulumuzda UBD metodunun temelleri atılmıştır. Öğrencilerimizin öğrenme süreçleri bir bütün olarak algılanıp ve tek düze ders anlatımı ile değil, tek tek ele alınmaktadır. Bireysel ihtiyaçları, farklı öğrenme stilleri farklı becerileri belirlenerek, ihtiyaca yönelik planlamalar yapılmaktadır. Biz her öğrencimizin kişiliklerini, yeteneklerini ve ilgi alanlarını keşfetmelerine rehberlik ediyoruz.UBD Modelini kullanmaktaki, en temel amacımız derin ve kalıcı anlamayı ve öğrencilerimizin kendi öğrenme yöntemlerini bulmalarını sağlamaktır.
Tasarım Yoluyla Öğrenmeyi geleneksel eğitim uygulamalarından ayıran en önemli özelliği geriye dönük planlama sürecinin kullanılmasını vurgulamasıdır.
UbD Tasarımı ile Öğrencilerde Hangi Becerileri Geliştirmek istiyoruz?
• Açıklama
• Yorumlama
• Empati yapma
• Uygulama
• Kişisel bilgiye sahip olma
• Farklı bakış açısına sahip olma
Planlama sürecine etkinlikler, materyaller, ders içeriği ile başlamak yerine, bireyin sürecin sonunda ne bilmesi, anlaması ve yapabilmesi gerektiği üzerine odaklanır. Bu düşünce tüm eğitim-öğretim programı ve ölçme değerlendirme planlamasının odak noktasını oluşturur.
Anaokulundan itibaren başlayan teknoloji ve kodlama eğitimlerimiz, öğrencilerimiz ilkokula geçtiklerinde yeni bir soluk kazanıyor. İlkokul 1. ve 2. Sınıftaki öğrenciler anaokulunda öğrenmiş oldukları derslerin üzerine yeni beceriler ekleyerek bilişleri artık kodlama yapmaya hazırlanıyor. İlkokul 1. sınıfta öğretmenlerimiz önce öğrencilerine “gösterip yaptırma” tekniği ile “Bilişim Garajı” dersinde bulunan teknoloji temelli uygulamaları yaptırıyorlar.
Bu ders 2. sınıfta, “proje tabanlı öğrenme” tekniği ile sürdürülerek seyir değiştiriyor. Böylece öğrenciler 2. Sınıfa geçtiklerinde, söz artık kendilerinde oluyor ve yaratıcılıklarını ön plana çıkartma fırsatı buluyorlar. Bununla birlikte öğrencilerimizin yaratıcı düşünme ve algoritma becerileri gelişiyor. Böylece öğrencilerimiz, bir üst sınıfta katılabilecekleri “Robotik Klübü” çalışmalarına hazır duruma geliyorlar.
TEKNOLOJİ EĞİTİMİNDE UYGULAMA
Öğrencilerimiz 3. sınıfa geçtiklerinde ise artık bambaşka bir heyecan ile tanışıyorlar. Bambaşka bir atölye, etkinlikler, turnuva heyecanları, yaratıcı projeler... İlkokul 3 ve 4. Sınıf öğrencilerimiz artık Robotik Klübüne katılabilecek ve aynı zamanda da “Bilişim Garajı” derslerinde öğrenmekte oldukları teknoloji ve kodlama becerilerini gösterebilmeleri için kendilerine farklı bir alan yaratmaktadır.
Öğrencilerimiz her hafta 1 saat gerçekleştirilen klüp derslerinde ilgi veya yetenekleri doğrultusunda istedikleri klüpleri tercih edebilmektedir. Teknoloji ve kodlamaya ilgi duyan öğrencilerimiz ise İlkokul Robotik Klübüne katılabilecek ve Robotik Atölyesinde farklı çalışmalar yapıyorlar. Bu çalışmaların sonrasında UBTech URC Turnuvası, VEX IQ Challenge gibi birbirinden farklı turnuvalara katılıp klüpte kazandıkları becerileri sahada da gösterme imkanı buluyorlar.
Turnuvaların yanı sıra, öğrencilerimizin ufkunu genişletecek geziler de düzenleyerek okulda öğrenmiş oldukları teknoloji ve kodlama becerilerinin günlük yaşamdaki kullanım alanlarını öğrencilerimize göstermekteyiz.
Bu eğitimlerin sonunda İlkokul öğrencilerimiz;
- Algoritmik Düşünce,
- Elektronik Devre Tasarımları,
- Projelerle Bilim Tarihi,
- Oyun Tasarımı,
- 3 Boyutlu Tasarım,
- Blok Kodlama,
- Robotik Kodlama ve daha birçok farklı beceri kazanmaktadır.
STEM YAKLAŞIMLI EĞİTİM MODELİ
STEM yaklaşımlı eğitim modelini Elit Gençler Koleji olarak alanında uzmanlaşmış ve STEM Eğitimi sertifika programlarına katılmış öğretmenlerimiz ile 4 yıldır öğrencilerimize sunmaktayız. STEM Modeli uygulamalarımız, planlamalarımız, etkinliklerimiz ve öğretmen eğitimlerimiz Aydın Üniversitesi ile iş birliği yapılarak Öğretim Üyesi Dr. Devrim Akgündüz ‘ün STEM Eğitimi Sertifika programı ile alınmıştır. İstikrarlı bir şekilde yürüttüğümüz çalışmalarımızın neticesinde Elit Gençler Koleji “STEM PROJE OKULLARI” listesinde yerini almıştır.
STEM NEDİR?
STEM Science (Bilim) - Technology (Teknoloji) - Engineering (Mühendislik) - Math (Matematik) dört önemli disiplinin bir araya getirilmesiyle oluşturulan bir öğretim modelidir. Ana okulundan üniversiteye kadar devam eden sarmal bir eğitim sistemidir. Disiplinler üstü bir yaklaşım olan STEM yaklaşımlı eğitim, disiplinler arasında tam bütünleşme sağlar. Bu yaklaşımı öğrenen öğrencilerimizin erken yaşta; eleştirel düşünme, yaratıcılık ve problem çözme, grup ile çalışarak iş birliği yapabilme, sorgulama, araştırma, buluş yapma, üretme becerilerini artırarak 21.yüzyılın becerilerini kazanmasını hedefliyoruz.
Çocuklar kendi ana dillerinin kurallarını bilmedikleri gibi yabancı bir dili de öğrenirken kurallarını düşünmüyorlar. Tıpkı ana dillerini öğrenir gibi taklit ederek, doğallaştırarak öğreniyorlar. Dikkat etmek gerekir ki; çocuklar sevdikleri şeyleri yapar, taklit eder ve öğrenirler.
İşte bu gerçekten yola çıkarak İngilizce dil eğitimimizde;
- Demostrasyon,
- Drama,
- Pandomim,
- Grup Çalışmaları gibi çocuklarınızın yabancı bir dili severek öğrenebilecekleri çeşitli aktiviteler, metotlar ve eğitsel oyunlar kullanılmaktadır.
Dil bir iletişim aracıdır. En etkin yabancı dil öğrenme yöntemi konuşarak öğrenmektir.
Okulumuzda farklı yabancı dil programları uygulanmakta olup görsel, işitsel yazılı materyaller kullanılmaktadır. Derslerimiz hem Türk hem de yabancı öğretmenler tarafından verilmektedir.
TRINITY COLLEGE DİL SERTİFİKASI
Kolejimizdeki İngilizce sistemimizi diğerlerinden ayıran bir diğer önemli özellik ise öğrencilerimizi yaş gruplarına uygun olarak tek uluslararası geçerliliği olan “Trinity College” sertifika sınavlarına hazırlıyor olmamızdır.
Bu sınav sistemi okul öncesi ve ilkokul 1 ve 2. sınıf seviyesi için uygulanmaktadır. İlkokul 3.sınıftan itibaren ise öğrencilerimiz için “Cambridge Young Learners” sertifika sınav çalışmaları ve eğitimleri başlar.
Akıl oyunları çocukların sıralı düşünme becerisi- görsel ve uzamsal algılarını geliştirmektedir.
Kalıcı öğrenme ve anlamaya odaklı eğitim tasarımında çocukların okulda öğrendiği bilgi, beceri ve değerleri hayatın her süreci ile ilişkilendirmeleri temel hedeftir.
Akıl yürütmek, bir problemin birden fazla çözüm yolu üzerinde düşünmek, konuyu çok yönlü değerlendirmek ve olaylara problem-çözüm metoduyla yaklaşabilmektir.
Akıl yürütme becerisi gelişen çocuklar hem hayatın sunduğu problemlere karşı hem de ezberci eğitim sisteminin sunduğu problemlere karşı daima çözüm arayışı içinde olurlar.
Biz de çözüm üretebilecek potansiyele sahip çocuklar yetiştirmek istiyoruz. Akıl ve zeka oyunları;
• Akılcılık (Fluency): Çok sayıda düşünce üretme yeteneği,
• Esneklik (Flexibility): Çok çeşitlilikte düşünme, üretme, düşüncede yön değiştirme yeteneği,
• Özgürlük (Orginality): Yeni ve alışagelmiş düşünceleri üretme yeteneği,
• Zenginleştirme: Ayrıntılar eklenerek düşüncenin tamamlanma becerisini geliştirir.
Yaratıcı düşünme ve üretkenliği geliştiren akıl oyunları: Quaridor, Scippty, Reverse, Çin Daması, Mangala tamamen bu alanda uzman eğitmenler tarafından verilmektedir.
Okulumuz 2004 yılından beri farklı gelişim gösteren çocuklarını bireysel gelişim özellikleri, eğitim düzeyi ve davranış özellikleri dikkate alarak kabul etmektedir.
Elit Gençler Koleji olarak özel eğitim ihtiyacı olan çocukların, üretici ve mutlu vatandaşlar olarak yetişmeleri ve kendi kendilerine yeterli bir duruma gelmeleri için uygun eğitim programları ile özel yöntem, personel ve araç-gereç kullanarak; eğitim ihtiyaçları, yeterlilikleri, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda okulumuza kabul etmekteyiz.
Özel eğitim ihtiyacı olan çocukların kendilerine en uygun eğitim ortamlarına yönlendirilmeleri, yönlendirildikleri eğitim ortamlarında bireysel ihtiyaçları gözetilerek hazırlanan öğretim süreçleriyle nitelikli ve ihtiyaçlarına uygun bir eğitim hizmeti verilmesi temel esasımızdır.
Bu nedenle okula başlama yaşına ulaşmamış, henüz okula devam etme kriterlerine ulaşmamış ya da yoğun bireysel desteğe ihtiyacı olan öğrencilerimizi okulumuzla eşgüdümle çalışan rehabilitasyon merkezimiz Yücelen Özel Eğitim Merkezinde (http://yucelen.istanbul/ ) tam veya yarım günlük ya da bireysel programlarla kabul edip eğitim ihtiyaçlarını karşılıyoruz.
Uzman kadromuz tarafından yapılan eğitsel değerlendirme sonucuna göre özel eğitim ihtiyacı olan çocuklar, en az sınırlandırılmış eğitim ortamları esas alınarak akranlarıyla aynı ortamlarda ve/veya kendi özelliklerine benzer özel eğitim ihtiyacı olan öğrenciler ile birlikte özel eğitim sınıflarında da eğitimlerini sürdürmektedirler. Öğrencinin nasıl bir eğitim ile devam edeceğini uzman kadromuzun değerlendirilmesi sonucunda karar veriliyor.
Özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerimize gelişim özellikleri, eğitim ihtiyaçları, performansları doğrultusunda hedeflenen amaçlara yönelik hazırlanan ve bu çocuklara verilecek destek eğitim hizmetlerini de içeren bireyselleştirilmiş eğitim programı uzman ekipçe (özel eğitim öğretmenleri, yardımcı öğretmen, psikolog ve branş öğretmenleri) uygulanır. Okulumuz Özel Eğitim Bölümünde; 1 özel eğitim bölüm başkanı, 1 uzman psikolog, 4 özel eğitim öğretmeni ve 4 çocuk gelişimi öğretmeni çalışmaktadır. Alanında uzman ekibimiz farklı gelişim gösteren veya göstermeyen ama özel eğitime ihtiyacı olan tüm öğrencileri bireysel olarak değerlendirip uygun eğitim planı hazırlayıp sunmaktadır.
Özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerimiz, akademik, duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak için özel olarak yetiştirilmiş personel, geliştirilmiş eğitim programları ve yöntemleri, bu bireylerin tüm gelişim alanlarındaki özellikleri ile akademik disiplin alanlarındaki yeterliliklerine dayalı olarak uygun ortamlarda eğitimlerini sürdürmekteyiz. Değerlendirme sonucunda okul olgunluğu oluşmayan öğrencilerimizi http://yucelen.istanbul/ özel eğitim ve rehabilitasyon merkezimize yönlendiriyoruz.
Özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerimize değerlendirmemiz sonucu öğrencinin ihtiyaçları doğrultusunda, ilkokul ve ortaokul kademelerinde karşılıklı etkileşim içinde bulunmalarını ve eğitim amaçlarını en üst düzeyde gerçekleştirmelerini sağlamak amacıyla destek eğitim de sunularak akranlarıyla birlikte tam veya yarı zamanlı ya da ders bazlı kaynaştırma/bütünleştirme uygulamaları da yapılmaktadır.
Özel eğitim sınıflarında kayıtlı olan öğrenciler yarı zamanlı kaynaştırma/bütünleştirme uygulaması kapsamında bireyselleştirilmiş eğitim programı geliştirme biriminin planlaması doğrultusunda bazı dersleri ve sosyal etkinlikleri diğer akranları ile bir arada yapabilirler.
Herhangi bir tanısı olmayıp derslerinde özel eğitime ihtiyacı olan öğrenciler için özel araç-gereçler ile eğitim materyalleri sağlanarak özel eğitim desteği verilmesi amacıyla destek eğitim odasında eğitimlerde verilir.
Destek eğitim odasında öğrenciler ile eğitim performansları dikkate alınarak birebir eğitimler yapılır. Destek eğitim odasında verilen destek eğitim hizmetleri okulun veya kurumun çalışma saatleri içinde öğrencinin ders saati içinde ya da dışında yapılır.
ÖZEL ELİT GENÇLER KOLEJİ olarak;
Özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerimizin; İlgi, istek, yeterlilik ve yetenekleri doğrultusunda, toplum içindeki rollerini gerçekleştiren, başkaları ile iyi ilişkiler kurabilen, iş birliği içinde çalışabilen, çevresine uyum sağlayabilen, üretici bireyler olarak yetişmelerini amaçlamaktayız.
Öğrenciyi merkez alan bir yaklaşımla hazırlanan programlarımızla;
• Zihinsel, fiziksel, işitsel, görsel, sosyal, duygusal, dil ve konuşma güçlüğü ve davranış problemlerini azaltmak,
• İşlevsel akademik becerilerini geliştirmek,
• Kendi kendilerine yeterli bir duruma gelmelerini ve topluma uyumlarını desteklemek
• İlgileri, gereksinimleri, yetenekleri ve yeterlilikleri doğrultusunda uygun eğitim programlarımız ile özel yöntem, personel, araç ve gereç kullanarak üst düzey öğrenime, iş ve meslek alanlarına ve hayata hazırlanmalarını sağlamaktır.
SÖZEL OLMAYAN ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ
Sözel olmayan öğrenme güçlüğü (SÖG) az görülen bir tanı grubundan olsa da bu yazıyı okuyan her öğretmen sınıfın da bu tanıda öğrencilerinin olduğunu fark edecektir. Okul ve Rehberlik Araştırma Merkezleri değerlendirme ve müdahale prosedürleri geliştikçe SÖG sendromuyla tanılanan çocukların oranının artacağına dair göstergeler vardır. Görülme oranının 1000'de 1 kadar düşük olması aslında tanılanamamalarından kaynaklıdır. Bu bozukluğun mağdurlarına yönelik mevcut tanılama ve hizmet eksikliğinin hiç bir mazereti olamaz. Semptomlar belirgindir ve kendini çocuğun gelişiminin erken dönemlerinde gösterir.
SÖG sendromunun keşfi 1970'lerin başında, sözel ve performans IQ’ları arasındaki farklılıkların tanımladığı öğrenme güçlüğü olan çocukları içeren araştırmalarla başladı. Maalesef aradan geçen 50 yıla rağmen eğitim alanındaki profesyoneller(özel eğitim öğretmenleri, Pdr ve psikologlar) bile sözel olmayan öğrenme bozuklukları hakkında büyük ölçüde bilgisizdir hatta ismini bile duymamışlardır.
Hem ebeveynler hem de öğretmenler genellikle erken dönemde “bir şeylerin ters gittiğinden” şüphelenirler, sınıf içinde ki normal gelişim gösteren çocuklarla arasında ki farkı görebilirler ancak tam olarak “durumun ne olduğunu anlayamazlar. Bu yüzden erken dönem de tanılanmaları çok zordur.
Çocuk okulda tanısının sınırlamaları nedeniyle artık işlev gösteremeyeceği bir noktaya gelene kadar ve bazı durumlarda öfke nöbeti geçirene kadar ebeveynin veya öğretmenin endişelerine itimat edilmez.
Üç işlev bozukluğu kategorisi kendini gösterir:
1. Motor-koordinasyon eksikliği (ciddi denge sorunları ve ince motor becerilerde zorluklar)
2. Görsel-uzamsal algı (görsel düşünme eksikliği, zayıf görsel anımsama, hatalı uzamsal algılar ve uzamsal ilişkilerle ilgili zorluklar)
3. Sosyal (sözel olmayan iletişimi kavrayamama, geçişlere ve yeni durumlara uyum sağlamada zorluklar, sosyal muhakeme ve sosyal etkileşimde önemli eksiklikler).
Sözel olmayan öğrenme güçlüğü olan çocuk genellikle beceriksiz veya sakar görünür ve aslında hem ince hem de kaba motor beceriler bakımından yetersiz bir koordinasyona sahiptir. Bisiklete binmeyi veya futbol topunu vurmayı öğrenmede aşırı zorluk çekmiş olabilir. Bu çocuğun makasla bir şeyi kesmesi veya ayakkabı bağlarını bağlaması gibi ince motor becerilerde ustalaşması imkânsız gibidir. Basit motor aktivitelerinde bile ağır ilerler.
Yüksek bir zekâya ve ifade edici ve alıcı dili ölçülerindeki yüksek puanlara rağmen, SÖG’lü bir çocuk erken yaşlarda çoğu zaman “kafası karışık” görünebilir. Karşıdakinin vücut dilinin veya ses tonunun yanlış yorumlanmasının neden olduğu sosyal bir beceriksizlikleri vardır. Bu çocuk “bakıp öğrenemez”. Çevresindeki hemen göze çarpmayan ipuçlarını algılamaz: örneğin bir şey fazla ileri gittiğinde, kişisel alan fikrini, başkalarının yüz ifadelerini veya başka bir kişi sözel olmayan biçimde memnuniyet veya hoşnutsuzluk gibi ifadeleri anlayamaz.
Bunların tümü, doğrudan öğretilmeyen, normalde gözlem yoluyla sezgisel olarak kavranan sosyal becerilerdir. Bir çocuk sürekli olarak “Sana bunu anlatmam gerekmiyor!” sözleriyle ikaz edilirse bu konuda ikaz eden uyarmalıdır çünkü SÖG’lü öğrencilere her şeyi söylemeniz gerekir. Çocuğun sözel işlemi yeterli olabilir ancak sözel olmayan bilgiyi alması ve anlaması imkânsız olabilir.
Böyle bir çocuk sosyal ilişkilenme, bilgi toplama ve kaygıdan kurtulmanın başlıca aracı olarak dile güvenerek başa çıkacaktır. Sonuç olarak, ona sürekli “çok konuşuyorsun!” denilecektir.
Dil temelli gelişimsel gerilikler genellikle ebeveynler ve eğitimciler tarafından kolayca anlaşılırken, sözel olmayan öğrenme bozuklukları ise sıklıkla zamanında fark edilmez. Sözel olmayan öğrenme güçlüğünün erken belirtilerinin çoğu, dil temelli başarıları alkışlayan ebeveynler ve öğretmenleri paniğe sevk etmez, aksine onlar için gurur vesilesi olur. Bu çocuk son derece konuşkandır ve iki veya üç yaşındayken “bir yetişkin gibi konuşabilir”. Erken çocukluk döneminde, genellikle ebeveynleri ve öğretmenleri tarafından “üstün yetenekli” olarak kabul edilir.
SÖG’lü çocuğun aynı zamanda kelimelerin “fonetik olarak doğru” benzerlerini üretme konusunda alışılmadık bir yetenek kazanması da muhtemeldir ancak çok az yetişkin bunu işitsel algılara aşırı bağımlılığının bir yansıması olarak kabul edecektir. Benzer şekilde olağanüstü ezbere öğrenme becerileri, detaylara dikkat, kod çözme, kodlama ve ilk okuma gelişimine doğal bir yatkınlık genellikle alarm çanlarının çalmasına sebep olmaz. Ne var ki bunlar, bir çocuğun kendi dünyasıyla sözel olmayan şekilde ilişki kurmakta zorlandığına dair önemli erken göstergelerden bazılarıdır ve onun sözel güçlerine aşırı bir bağımlılık geliştirdiğine dair bir uyarıdır.
Yazılı çalışmayı organize etme ve geliştirme becerileri bu öğrenci için beklenen oranda ilerlemediğinde bir şeylerin ters gittiğinin farkına varılır. Ne var ki çocuk bu zamana kadar, ebeveynler ve öğretmenler tarafından kendisine yüklenen ve karşılayamadığı akademik baskı ve performans talepleriyle başa çıkma mekanizması olarak çoktan “kendini kapatmış” veya zıtlaşmanın içine hapsolmuş olabilir.
Çocuk, belirli dengelemeler, bağdaştırmalar, değişiklikler ve stratejiler (DBDS) olmadan okulda işlev göstermenin imkânsız olduğu bir noktaya ulaşacaktır. Bilgiyi yorumlaması ve değerlendirmesi istenmeden önce bu çocuğa alt sınıflarda çok iyi hizmet eden inanılmaz ezberci hafıza, akademik talepler daha karmaşık uygulamalara kaydığında onu başarısızlığa uğratır.
Kendisine erken yaşta yüklenen imkânsız talepler altında başarılı olmaya çalışmaktan veya didinip durmaktan bu noktada vazgeçebilir. Bu olasılığın farkına varmak ve çocuğun eğitiminin başlarında müdahale etmek, onun farklılığını akademik ve sosyal olarak dibe vuracağı ortaokul veya lise yıllarını beklemekten kesinlikle tercih edilir. DBDS’nin erken uygulanması, okuldaki başarısını en üst düzeye çıkaracaktır. İlkokul yıllarında uygun DBDS başlatılmadıkça, bu çocuk için okuldaki başarı ihtimali zayıftır.
KAYNAKÇA:
· Thompson, S. Nonverbal Learning Disorders “http://www.nldline.com/nld_sue.htm 01.05.2021”
· Thompson, S. (1998) ‘Stress, anxiety, panic, and phobias: Secondary to NLD.’ The Gram, Spring, a publication of the East Bay learning Disabilities Association.
· Rourke, B. P. (1993) ‘Arithmetic disabilities, specific and otherwise: a neuropsychological perspective.’ Journal of Learning Disabilities 26, 4, 214 226.
Muzaffer ADAK
Elit Gençler Koleji — Özel Eğitim Bölümü
PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BÖLÜMÜ
Elit Gençler Koleji Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik (PDR) bölümümüz eğitim süreçlerinde öğrencilerimize ve velilerimize yol arkadaşlığı yapmaktadır. Çocuklarımızı tanıyarak başladığımız bu dönemde onların bireysel özelliklerini, gelişim evrelerini, ihtiyaçlarını farklı test ve gözlemlerle tanımlar ailelerimizle paylaşırız.
UYGULANAN TESTLER
• Metropolitan Okul Olgunluğu Testi
• Wisc-R 4 (Rehberlik servisi yönlendirmesi ile uzman psikologlarımız tarafından uygulanır)
• Denver Gelişim Tarama Testi (Rehberlik servisi yönlendirmesi ile uzman psikologlarımız tarafından uygulanır)
• MOXO Dikkat Testi
• Ankara Gelişim Tarama Testi (AGTE)
• Frostig görsel algı
• Frankfurter Dikkat ve Algı Testi
• DEHB Dikkat Testi
• Öğrenme Stilleri Testi
Özellikle anaokulu ve ilkokul çağında Okul-Aile iş birliğinin temeli atılır. Rehberlik uzmanlarımız bu bağlamda farklı çalışmalar planlayarak velilerimizin ihtiyaç duydukları alanlarda danışmanlık yapar yol gösterici bir rol üstlenirler.
OKUL OLGUNLUĞU KAZANDIRMA
Öğrencilerimizin gelişim özellikleri dikkate alınarak öğrenme sürecinde onlara rehberlik ve destek olunmaktadır. Öğretmenler gözlem notlarının yanı sıra akademik ve sosyal gelişimin her alanında birebir öğrencilerin gelişimlerini değerlendirirler. Bu değerlendirmeler neticesinde çocuğun okul motivasyonunu, merak duygusunu ve yaratıcılığını okul ortamına yansıtması için yönlendirilir.
OKUL ORTAMI GÖZLEMLERİ
Okul öncesinde genel olarak öğrencilerle küçük grup veya büyük grup içinde çalışma ve onların düşünme, problem çözme, tasarlama, planlama ve uygulama süreçlerinin gözlemlerine dayanır. Yıl içinde öğretmenlerimizin yaptığı gözlemler, raporlar veli görüşmelerinde öğrenci hakkında verilecek olan bilgiler açısından önem taşır.
BİREYSEL GÖRÜŞMELER
Rehberlik servisimiz temel amaçları doğrultusunda önleyicilik, destekleyicilik çerçevesinde velilerimizle periyodik görüşmeler planlayarak çocuklarımızın psiko-sosyal gelişimleri, okul içi davranışları, arkadaş ilişkileri, yetenek ve potansiyelleri ile ilgili bilgilendirme davetleri yapabildiği gibi görüşme talebi velilerimizden ihtiyaç hissettikleri takdirde de gerçekleştirilir.
ORYANTASYON ÇALIŞMALARI
Anaokulundan ilkokula, ilkokul 4.sınıftan ortaokula geçişlerde öğrencilerimizin akademik anlamda, sosyal ve ruhsal olarak karşılaşacakları değişikliklere kolay uyum sağlayabilmeleri için yapılan çalışmaları içermektedir.
SINIF REHBERLİĞİ ÇALIŞMALARI
Özellikle sınıf öğretmenlerimizle yürüttüğümüz bu çalışmamız öğrencimizin ders çalışma becerilerini, kendini yönetme becerilerini, öfke kontrolü seviyesini, zorbalıkla baş etme yollarını, dengeli beslenme alışkanlığı ve eğitimini, karar verebilme becerilerini geliştirmelerini kapsamaktadır. Bu çalışmalara branş öğretmenleri de destek sağlayabilmektedirler.